“İşine yaramayan şeyleri toplayıp atman gerek. Biraz stratejik düşün, her şeyi hissetmene gerek yok ” O gün yürürken belki de yüz kere tekrarlıyorum bunu. Hangi dilde söylenirse söylensin içime oturuyor. Kafama dalıyorum. Neden onu yapıyorum mesela, o gün neden o yemeği yedim, neden Ekimden beri hareketsizce bir televizyonun önündeyim. O gün neden sabaha kadar oturdum . Hayatımı kanallarını değiştirmeyi niçin düşünmedim? Niçin bu kadar tepkiselim ? Kendime ayçiçeğine benziyorum diye kızardım hep, peki neden yüzümün yönünü kendim seçmedim? Bir gün hayatımda dönecek bir yön kalmadığında niçin yönümü kaybettim. Hayalleri vardı bizim gibilerin. Dünyayı kurtaracaktık. Bir ağaç gibi çiçek açacaktık. Tek başına bir ayçiçeğine dönüşmeyecektik. Kızıyorum kendime, ağlamak istiyorum. Ama yapmıyorum hiçbirini. Çünkü bu da yüzünü hüzünden yana dönmek oluyor. Ben yüzümü kendimden yana dönmek istiyorum. Ayağa kalkıyorum. Tozu silkeliyorum, defterlerin hepsini çöpe atıy...
kendi yolunu bulurken