Ana içeriğe atla

Matt D'Avella ve bir işe harcadığınız zamanı kısaltmak

 Hiç mail mektubu aldınız mı?

“Mail newsletter”lardan bahsediyorum.

Özellikle son dönemlerde yazarlardan youtuber’lara pek çok içerik üreticisinin mail listeleri var. Bu listelere mail adresinizle kaydoluyorsunuz. Belirli zaman aralıklarında size yazılarını gönderiyorlar. Başka bir postta bu konuyu daha detaylı konuşabiliriz.

Bugün Matt D’Avella’nın 24Ekim tarihli mailindeki boşa harcanan zamanı geri almak hakkında konuşalım. Matt, mailin başında, youtube için videolar hazırlamaya başladığı zamanı anlatıyor. Tek bir video için bile haftalar harcadığını oysa şimdi birkaç günde aynı videoyu halledebildiğini söylüyor.



E burada bizi ilgilendiren nokta nedir?

Matt’in paylaştığı 3 başlık:

-Zaman Harca.
-Başkalarından Öğren.
-Sistem Geliştir.

Zaman harca, çünkü; gelecekte ‘boşa’ zaman harcamaktan kurtulmanın en iyi yolu şimdi harcamak. 10.000 saat kuralını duymuşsunuzdur. Matt’in söylediğine göre şimdi işlerini hızlıca bitirebilmesinin yolu, gereken zamanı daha öncesinde harcamış olması.

Başkalarından öğren, çünkü; tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Bir şekilde eğitim sürecine gireceksin. İlgilendiğin konularla ilgili kurslar, kitaplar ücretsiz bir sürü kaynak bulabilirsin.

Sistem Geliştir, çünkü; her seferinde süreç planı yapmak birkaç günlük iş yükü çıkarabilir. Ben de Matt kadar olmasa da postları hazırlarken yazım konusunda bir çeşit çerçeve kullanıyorum.



Matt maili şöyle bitiriyor:

“You might notice that I didn’t include any hacks, shortcuts or tricks in this email. And that’s because if you want to get your time back, you need to put in the work.”

"Bu e-postaya herhangi bir ipucu, kısayol veya püf noktası eklemediğimi fark etmiş olabilirsiniz. Ve bunun nedeniyse, eğer zamanınızı geri almak istiyorsanız, işe koyulmanız gerektiği.”

Bir işe fazlaca zaman harcamamak istiyorsanız, Matt’in bu üç tavsiyesine kulak vermek isteyebilirsiniz.

Ek olarak,

Takip ettiğiniz newsletter yoksa, bu yazıda bahsettiğim Matt’D Avella’nın mail listesine kaydolabilirsiniz.

https://mattdavella.us10.list-manage.com/subscribe?u=c7a3184aef682d9c93b341f12&id=74e4398484

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Normal İnsanlar Kitap Yorumu

           Taylor Swift’in övdüğü bir yazar Sally Rooney. Her yerde gördüğümüz, çok övülen bir kitap, hatta dizisi de var. Çok büyük bir beklentiyle başladım haliyle… Hazırsanız yazmaya başlıyorum. Kitabın alışılmışın dışında bir yazım tekniği var. Diyaloglar kısa çizgiyle değil cümlelerin içinde verilmiş. İlk başta zor geliyor okuması. Sonra seviyorsunuz. Ben sevdim en azından böyle bir tarzı okumayı. Edebi açıdan belli bir sıkıntı var kitapta. Taylor Swift karakterlerin beyninin içine girmiş gibi hissetmiş. Bense yakın bir arkadaşım tanıdığı insanların hikayesini bana anlatıyormuş gibi geldi. İlgiyle dinledim, ama kapıda kaldım. Sevgileri bana hissiyatı vermedi çünkü kavrayamadım… Açıkçası karakterler anlaşılmıyor ve bu çeviriden de kaynaklanmıyor. Özellikle de Marianne. Bir süre için görece daha yapıcı bir karakter olsa da en çok o kaçtı. Başına bir şey gelince kaçıp kendini ve başkalarını yokluğuyla cezalandıran biri. Hikayenin gidişatı kesik kesik...

inandığım masallar*

   *   Liseye başladığım ilk yılın yazıydı . Bilekleri o ince kırmızı iplerle bağlı iki insanin Ay'a bakarak birbirleriyle konuşmalarının mümkün olduğuyla ilgili bir hikaye yazmıştım. Yazardım çok. Hatırlarsın, onunla da yazmaktan konuşurduk. Heyecanla yazdıklarımızı birbirimize yollardık.  İşte Tuhafcım, birkaç gündür  aklıma düştü o hikayeler. Rüyalarım göğüs kafesimden çıkan ve sırayla sahile gömülen yedi siyah yılana çıktı. Ben de korktum. Akşamları isimlerini bilmediğim umacılar beni kovalıyormuş gibi aceleyle yürümeye başladım. Dolunaya baktım, yağmur yağarken ağladım. İçimdeki cehenneme de yağardı belki, kim bilir. Aynı yazdığım hikayelerdeki kahramanlar gibi, öyle olur sandım.  Ben yazmıştım öyle. Yazmamış mıydım! Ay'a bakardınız ve içinizden birisiyle konuşabilirdiniz . Sözcüklere gerek kalmaz, en iyi cümleler sizin anladığınız şeyin hissini vermezdi. Başka birinin sesini içinizde duymaya başladığınız zaman artık anlardınız. Büyü başlardı. Harfler ...

gizemce: gizem's log 002 hallowed be thy name

       Bugünün seyir notu gpt ile beraber yazdığımız bir öykü. Buraya not almak istedim. Peki niçin böyle bir öykü yazmaya ihtiyaç duydum?  Çünkü bu site bir hypomnata olmayacaksa neden var...yok yok kısa anlatamadım. Lütfen sayfada biraz daha kalın da ben de uzun cevaplayabileyim :)  Bazen bir şarkıyı seviyorum ama ona tam anlamıyla bağlanamıyorum. Melodisi içime işliyor, ritmi beni sürüklüyor, sözleri bir şeyler anlatıyor ama eksik kalan bir parça var. Sanki müziğin içine tam olarak girebilmem için ona bir bağlam, bir sahne, bir hikâye eklemem gerekiyor. Şarkının dünyasına ancak böyle adım atabiliyorum. İşte, bugün Iron Maiden’ın Wasting Love ve Hallowed Be Thy Name şarkıları üzerine böyle bir deney yaptık. Müziği bir anlatıya dönüştürdük, onu kendi kelimelerimizle yeniden kurduk. Öykü, hayatını kaçmakla geçiren birinin değişmeye karar verdiği o ana odaklanıyor. Bağlamı ben ekledim. Oğuz Atay’ın “duvara resim asmak” metaforundan ilhamla, kendi haya...